https://www.radyokulup.com.tr/files/uploads/user/bfd1269f6ca371debca250799daabb02-e70a8b79f0ef6f424fe2.jpeg
Dr. Mustafa Naci YALÇINKAYA

Aile ve Geleceğimiz...

07-07-2023 22:58

AİLE ve GELECEĞİMİZ


     Sizlerle bu sayfalarda birlikte olmak istiyorum. Öncelikli olarak mesleğim gereği ana konumuz “SAĞLIK” olacak. Lakin hayatın her alanı sağlığımızı etkilediği için makale konularımızın öznesi zaman zaman sağlık olmayacak. Zaten Dünya Sağlık Örgütünün Sağlık tanımı; “Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir” der. Bu tanım çerçevesinde yazılarımla sizlerle birlikte olmak istiyorum. Olumlu-olumsuz her türlü düşünce ve eleştirileriniz bana “yol feneri” olacaktır. 


     İlk makalemin konusu “AİLE ve GELECEĞİMİZ”. Şahıs olarak beden, ruh ve sosyal yönden “İYİLİK” halimizin olabilmesi için bebeğin huzurlu bir AİLE ortamında doğması ve büyümesi gerekir. Son yıllarda “çekirdek aileler ” hızlı bir şekilde çoğalmaya başladı. Ana baba ve varsa bir çocuk. İkinci, üçüncü çocuk isteyen çok az hele de 4-5 çocuk yapan aileler yok gibi. Bu durum hem kişisel hem de toplumsal sorunları beraberinde getirecek. 
 

     Yaşı 50 ve üzeri olanlar; Amca, dayı, hala ve teyzelere sahip bir nesil. Ve her biri birden fazla olduğu da malum. Şu an çocukluk dönemini yaşayan nesillerin ciddi sıkıntılar yaşayacakları kesin. Bu durum hem devletimizi hem de milletimizi etkileyecek. Çünkü milletlerin temel taşı “AİLE”dir. Aile sağlam ise millette sağlam olur devlette. Çok basit bir baraka bile yapacak olsak temel taşı olan tuğla-briket için sağlam ve kalitelisini  ararız. Lakin devlet ve milletimizi oluşturan AİLE yapımız gözümüzün önünde erimeye başladı.
 

     Çekirdek aileye geçiş ve ebeveynlerin “TEK ÇOCUK YAPMA” isteği gelecek nesiller için tehlikenin büyümesine sebep oluyor. Şöyle ki; Kardeşi olmayan bir kız, yine kardeşi olmayan bir erkekle evlendiğinde  bu evlilikten doğacak olan çocuğun;


     *Amcası yok, amca çocukları da yok,
     *Dayısı yok, dayı çocukları da yok,
     *Teyzesi yok, teyze çocukları da yok,
     *Halası yok, hala çocukları da yok,
     *Dayı-amca eşi yengeleri yok, hala-teyze eşi enişteleri yok.

 

     Bütün bu yokların içinde doğan çocuk fiziki olarak sağlıklı bakılmış olsa bile ruhsal ve sosyal yönden nasıl sağlıklı büyüyecek. Şöyle bir düşünelim kendimiz için. Birinci derece akrabalarımızın çocukluğumuzdan bu yana hiç olmadığını. Nasıl bir yalnızlık içinde büyümüş oluruz. Batı medeniyeti bu işi çözmüş. Hepsine birden “KUZEN” diyor. Ve maalesef bu tanımlama bizim kültürümüze de yerleşti gibi. 


     Bu duruma çalışan anneler için bir de yeni doğan bir bebeğin 2-3 aylıktan itibaren bakıcı elinde büyüdüğünü ekleyelim. Bakıcılarımızın da ucuz olsun diye olabildiğince eğitim seviyesi düşük olanlardan tercih edildiği göz önüne alındığında durum daha da vahim bir hal alıyor. 
 

     Halbuki bir insanın kişiliği ilk önce anne karnında iken oluşmaya başlıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki istenmeyen hamileliklerden doğan bebekler ile planlı ve istenen hamileliklerden doğan bebekler arasında kişilik olarak ciddi farklar var. Doğum itibarı ile anne sütü ve anne şefkati, özellikle ilk 6 ayda sağlıklı bir insan yetiştirmek için olmazsa olmazdır. Bu sürenin 2 yıla kadar sürmesi ideal olanıdır. Ve 6 yaşa kadar da temel kişilik özellikleri oluşur. Beden sağlığı kadar ruh ve sosyal yönden sağlıklı bir bireyin oluşması için ilk 6 yaş en önemli devredir. Bunu şu örnekle izah etmek mümkün. 


     Önce niyet etmek sonra planlama yapmak ve de temel atmak. Niyetimiz gökdelen ise temel farklı, tek katlı ise farklı. Hatta yapı malzemesi olarak, beton-ahşap-çelik –toprak vs durumuna göre de atılacak temel farklı olacaktır. Temeli tek katlı bina için atılan yere çok katlı bina yapmaya kalkılırsa en ufak sarsıntıda(deprem, sel, fırtına vs) bina yıkılır.
     

0-2 yaş dönemi, çocuklar için KİŞİLİĞİN TEMELLERİNİN atıldığı dönemdir. Ve bunun sağlıklı olması anne sütü(ilk 6 ay sadece anne sütü yeterli olup suya dahi ihtiyaç yoktur), anne ile geçirilen süre, anne-baba haricinde aile yakınlarını sevgisi-sesi-görüntüsü-varlığı gibi ekonomik olarak hiçbir maliyeti olmayan faktörlere ihtiyaç var.
     

2-6 yaş arası ise temelleri atılan binanın iskeletinin yapıldığı süreçtir. Bu süreçte de ev içindeki aile ilişkileri, aile fertlerinin rolleri, temel eğitim ilkelerinin belirlenmesi gibi yine de fazlaca ekonomik maliyeti olmayan hususlar belirleyici olmaktadır.
     

     Fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden sağlam temelleri olan nesiller yetiştirmek istiyorsak sağlam AİLELERE ihtiyaç vardır. Sağlam aile ise KADIN ve ERKEK ’ten oluşan çekirdek aileyi ve doğacak çocuklarını,  sevgisi ile sarıp sarmalayan GENİŞ AİLELERİN varlığı sağlar. Başlı başına geniş çalışmalar gerektiren bir konu olan “Ülkemizde Nüfus Planlaması “ hakkında kısa bir bilgi ile makalemi bitirmek istiyorum . 


     1960’larda 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun 1965 yılında 557 Sayılı NÜFUS PLANLAMASI HAKKINDA KANUN ve 1983 yılındaki 2827 sayılı  NÜFUS PLANLAMASI HAKKINDA KANUN ülkemizde NÜFUSUMUZU azaltmak için çıkarılan kanunlardır. 224 sayılı kanun 27 Mayıs ihtilalini yapan MBK nin görev süresinin son gününde kararı alınmış olup ,2827 sayılı kanun da 12 Eylül ihtilal komitesinin etkisi ile uygulamaya konulmuştur. Bu 3 kanunda aslında NÜFUSUMUZU AZALTMAK için yapılan düzenlemeler  ihtilal yapan KOMİTACILARIN eseri olup dönemin bilim adamları ise bu kanunların amacının “Madde 2- Nüfus planlaması, fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmaları demektir”... kandırmacası ile ve SAĞLIK BAKANLIĞI BÜNYESİNDE KURULAN AİLE PLANLAMASI ÜNİTELERİ ile hayata geçirmişlerdir.

 

     Sonuç olarak ülkemizin genç nüfus kaynağı 1960 lı yıllardan itibaren uygulanan sosyalizasyon ve nüfus planlamaları kanunları ile hızlı bir şekilde azalmaktadır. Bu çalışmalara ilaveten günümüzde EŞİTLİK-ÖZGÜRLÜK vs sözcüklerinin arkasına saklana LGBT seviciliği ile de AİLE KURUMUMUZ hedef alınmaktadır. AİLE ve GELECEĞİMİZ üzerin oynanan oyunları görüp hızlıca tedbir almak hepimizin İNSANLIK GÖREVİDİR.       07.07.2023  

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI GÜNEŞ - SICAK ÇARPMASI