Türkiye’nin kuralıklık tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ,”Ben hep bu seyahatlerimde şunu ifade ettim. Dedim ki bizi daha büyük bir felaket bekliyor. Bunun adı kuraklık. İşte fazla geçmedi. Arkasından kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldık. Türkiye'nin birçok ilinde bugün kuraklık yaşıyoruz”dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği(TZOB)Genel Başkanı Şemsi Bayraktar bir dizi ziyaretler için Zonguldak’a geldi.
Genel Başkan Bayraktar’ı, Zonguldak Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şerafettin Albayrak ve Oda üyeleri karşıladı.
Ardından Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Zonguldak Ziraat Odaları Birliğini ziyaret etti.
Türkiye’nin bir çok ilinde kuraklık yaşandığını ifade eden Genel Başkan Bayraktar, “Evet değerli basın mensupları bugün Zonguldak ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Yarın da inşallah Bartın ilimizde olacağız. Başkanlarımızla, meclis üyelerimizle, çiftçilerimizle bir arada olacağız. Tabii bu arada 55 vilayet gezme imkanımız oldu. Biliyorsunuz bu sene doğal afetler senesi diyebiliriz. 2025 yılının mart ayında ve nisan ayında yaşadığımız dolu felaketleri tarım sektörüne çok ciddi manada zarar verdi. Dallar ve ağaçların gövdeleri kurudu. Hatta bazı ağaçlar da bu nedenle önümüzdeki yıllarda meyve tutumu da olmayacak gibi görünüyor. Ben hep bu seyahatlerimde şunu ifade ettim. Dedim ki bizi daha büyük bir felaket bekliyor. Bunun adı kuraklık. İşte fazla geçmedi. Arkasından kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldık. Türkiye'nin birçok ilinde bugün kuraklık yaşıyoruz. Meyvelerimiz, sebzelerimiz Karadeniz Bölgesi'nde işte geçen haftalarda da oralardaydım. Fındık bahçelerimiz ciddi manada bu kuraklıktan etkilenmiş görünüyor. Yani üretim fevkalade zorlaştı. Üretimin sürdürülebilirliği fevkalade zorlaştı. İşte bizim tabi bu arada tabii Ankara'da özellikle bölgeleri gezdikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımız da iki defa bir araya geldik. Bu soruları anlatma imkanı buldum. Maliye Bakanlığımızla, Çalışma Bakanımıza ve Tarım Bakanımıza yine bu sorunlarımızı anlatmak imkanı bulduk. Şimdi burada tabi önemli olan şu belli ki önümüzdeki yıllarda bu kuraklık şiddetin artarak devam edecek. Bununla alakalı önlemleri şimdiden almamız gerekiyor. Özellikle Ankara'da da anlattığım gibi sulama yatırımlarını bu süreçte bitirmemiz lazım. Yani hem tarım kesiminin ki suyun yüzde yetmiş yedisini tarım kesimi kullanıyor. Yani bu manada yelkenleri bu tarafa çevirmemiz lazım. Kuraklıkla mücadele ederken tarım kesiminde özellikle tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Nedir bunlar? Fona yatırımlarını bitireceğiz. Yani çiftçimizi cazibe suyla kavuşturmamız gerekiyor bu süreçte. Bu fevkalade Sulama randımanımız bugün için yüzde 52 mertebesinde. Yani bu ne demek? kaynağından tarlaya varıncaya kadar suyun yarısını kaybediyoruz demektir. Dolayısıyla sistemi kapalı hale getirmek ve o kanalları rehabilite etmek bu süreçte fevkalade bütün çiftçilerimizi muhakkak surette basınçlı sulama sistemlerine geçirmemiz gerekiyor. Artık tarım sektöründe vahşi sulamaya son vermek gerekiyor. Basınçlı sulama sistemlerinin de mecbur kılmak lazım. Artık buna da mecburuz. Yani çiftçilerimizin başka bir seçeneği kalmadı. Muhakkak suretle bütün çiftçilerimizin basışlı, sulama sistemlerine geçerek suyu tasarruflu kullanması gerekiyor. Şimdi burada tabii özellikle yapılması gereken şu. Çiftçimizin bahçede kalabilmesi için çiftçimizin arkasında durmak zorundayız. Doğal afetlerden fevkalade etkilenmiş olan çiftçimizin önümüzdeki yıl bahçelerde ve tarlalarda giriş sağlanması, bakım yapmasının sağlanması, üretimine devam etmesinin sağlanması açısından gerekli desteklerin verilmesini istiyoruz. Bu Ankara'da da talep ettik. Özellikle nakit yardımı hem dondan zarar gören hem doludan kuraklıktan zarar gören bize bir nakit yardımı talebimiz var. Bununla ilgili bir çalışma yapılıyor. Ama ayrıca çiftçilerimizin bankalara olan borçlarını ödeyebilme kabiliyeti kalmadı. Fevkalade zayıfladı. Dolayısıyla çiftçilerimizin bankalara ve tarım kredi kooperatifleriyle olan borçlarının da yapılandırmasını talep ediyoruz. Bunları sağlarsak çiftçimizin üretimde kalmasını sağlarız. Çünkü çok ciddi bu sektör göç veriyor. Özellikle gençlerimizi bu sektörde tutamıyoruz. Ben Ankara'da bu rakamı da verdim. 18-32 yaş arasında gençlerimiz oranı yüzde beşlere kadar düş yani bu ne demek? Artık gençlerle bu işi sürdüremiyoruz. Ha bugün bazı göçmenler var. Bu göçmenlerle tarım yapıyoruz. Işletmelerimizde bunlar çalışıyor. Ama bunlar da memleketlerine dönmeye başladılar. Ne yapacağız? O zaman kendi insanımızla bu üretimi yapmak zorundayız. Dolayısıyla
Bu destekler bu manada fevkalade önemli. Işte bugün de yine Zonguldak'ta başkanlarımızla bir bilgi alışverişinde bulunacağız. Onları dinleyeceğiz. Burada ve Bartın'da bu dinlediğimiz problemlerin sorunlarını da Ankara'da çözümü için ilgili bakanlıklarla da inşallah görüşeceğiz bütün üreticilerimize de ben bu manada geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah böyle afetleri bir daha göstermesin”dedi.